2 Kasım 2010 Salı

'Wernicke Korsakofflular için üretime katılmak yaşama katılmaktır'

Wernicke Korsakoff Hastaları ve Eski Mahpuslarla Dayanışma Girişimi, eski tutukluların üretime katılmasına destek olmak için başlattığı 'Çeliğe su verenlerle el ele' kampanyası kapsamında Ankara’da konser düzenliyor
Türkiye’de cezaevi gerçeğini toplumla paylaşmak için bir grup insan hakları savunucusu ve avukat tarafından kurulan Wernicke Korsakoff Hastaları ve Eski Mahpuslarla Dayanışma Girişimi, eski tutukluların üretime katılmasına destek olmak için başlattığı 'Çeliğe su verenlerle el ele' kampanyası kapsamında Ankara’da konser düzenliyor. Proje çerçevesinde oluşturulacak işletmede, üretim yapacak olan eski mahpuslar kendi üretimleri ile ayakları üzerinde duracak.

Her 10 kişiden birinin yolunun cezaevlerinden geçtiği Türkiye’deki cezaevi gerçeğini toplumla paylaşmak için bir grup insan hakları savunucusu ve avukat tarafından kurulan ‘Wernicke Korsakoff Hastaları ve Eski Mahpuslarla Dayanışma Girişimi’ eski mahpuslarla ilgili çalışmalarını sürdürüyor. 2005 yılında bir araya gelen bir grup insan hakları savunucusu, özellikle 2000 yılında ölüm oruçlarında bedensel yetilerini kaybetmiş Wernicke Korsakoff hastaları ile dayanışma içerisinde oldu. Kahvaltılar, geziler, yaz tatilleri gibi çeşitli sosyal etkinlikler düzenleyen grup, cezaevi sorunlarına dair pek çok panel ve sempozyum düzenledi. 2008 yılında 19 Aralık cezaevleri katliamının yıldönümünde, 1985’lerden 2008’lere kadar cezaevinde çekilmiş fotoğraflardan oluşan resim sergisi açan girişim üyeleri, Türkiye’de cezaevi gerçeğini görsel anlatan ilk girişim olma özelliğini taşıyor. Şubat 2010’da Kardeş Türküler Grubu’nun konseri ile başlayan kampanya çerçevesinde yapılan yeni bir etkinlikte bu hafta 24 Ekim Pazar günü Ankara’da Anadolu Gösteri ve Kongre Merkezi’nde Grup Helesa, Koma Azad, Agire Jiyan, Tolga Sağ ve Bandista’nın katılacağı konser, Ahmet Telli’nin şiir dinletisi ve Mehmet Özer’in hazırladığı slayt gösterimi ile devam edecek.

'Wernicke Korsakofflular için üretime katılmak yaşama katılmaktır'

200 yılında hayata geçirilen F Tipi hapishanelere karşı başlatılan ölüm oruçlarında ikinci ekipte yer alan Fatime Akalin, 2001 yılında 264 gün süren ölüm orucundan sonra tahliye ediliyor. Akalin, kendisi gibi tahliye edilen 600 arkadaşlarının olduğunu belirtiyor. Bunların bir kısmının yurt dışına çıktığını ifade eden Akalin, bir kısmının da çalışmalarına ülke içinde devam ettiğini belirtiyor. Kendi ayakları üzerinde durabilen arkadaşlarının yanı sıra; bunu başaramayanların olduğunu ifade eden Akalin, bu arkadaşlarının bakıma muhtaç olduğunu belirtiyor. Dayanışma Ağı tarafından başlatılan ‘Çeliğe su verenlerle el ele’ kampanyasının bu anlamda önemli olduğuna vurgu yapan Akalin, üretime katılamamanın kendilerini yük olarak görmenin temel nedeni olduğunun ve sırf bu nedenle bile olsa bu kampanyanın çok önemli olduğuna dikkat çekiyor. 10 yıldır tahliye olduğunu ama 3 yıldır çalışmaya başladığını ifade eden Akalin, “Ben bir sağlık emekçisiyim. Ben 10 yıl oldu tahliye olalı, ama çalışmaya başlayalı 3 yıl oldu. Bu 3 yıl içinde kendi sağlığımda hem fiziksel hem zihni gelişimimde gelişimim daha da hızlandı. Bu ilerleme daha önce olmuyordu. Şimdi beni tanımayan ölüm orucu direnişçisi arkadaşlarım benim ölüm oruççusu olduğumu düşünmüyorlar” diyor. Anadolu Gösteri ve Kongre Merkezi’nde düzenleyecekleri konser ile toplumu bu hastalık hakkında bilgilendirmek istediklerini ifade eden Akalin, bir taraftan da ölüm orucu sürecini anlatmak ve çözüm yolu çalışmalarını aktarmak istediklerinin altını çizdi. Buradan elde ettikleri gelirle bir cafe açacaklarını belirten Akalin, Wernicke Korsekoff hastalığında olan arkadaşlarının burada çalışmalarının temel amaçları olduğuna belirtti. Cezaevlerin koşullarının her geçen gün kötüye gittiğini ifade eden Akalin, F Tipi uygulamasının temel amacının devrimci iradelerini kırmak olduğu, ama tüm zorlanmalara rağmen içerde de dışarıda da direnmeye devam ettiklerini kaydetti.

Amaç Wernika Korsekoffluların hayata katılması
Barbaros Yılmaz, bu kampanya ile Wernicke Korsekoff hastalığının pençesinde ayakta durmaya çalışan arkadaşlarının sosyal hayata katılabilecekleri bir alan yaratmayı amaçladıklarını ifade etti. 2000’lerde başlayan F Tipi hapishanelere yerleştirme politikasının cezaevlerinden başlayarak toplumun tüm kesimlerini hücreleştirme operasyonu olduğunun altını çizen Yılmaz, o zaman ölüm orucu ile buna karşı durmaya çalıştıklarını ve dışarıda da bütün zorlanmalarına rağmen ayakta durmaya çalıştıklarına belirtti. Son dönemlerde içeriden ölüm haberlerinin sık geldiğinin altını çizen Yılmaz, “Hala cezaevlerinde birçok insan en ağır koşullarda, tedavisi engellenerek, kanser ve çeşitli hastalıkların pençesinde ölümü beklemelerine göz yumularak, ölüme terk ediliyor. Bunu kabul etmek imkansız bir şey” dedi.

'Ağacın yaprağını görmediğin mekanlarda en basit şeyler anlam kazanıyor'

Ümraniye Cezaevi’nde ölüm oruçlarının birinci ekibinde yer aldıklarını ifade eden Serbet Peksoy da, herhangi bir müdahaleye karşı bilinçlerini yitirmemek için B1 ilacı kullandıklarını ve bununda yaşamlarının uzamasına neden olduğunu ifade ederek, “Maalesef bilincimizi yitirmesek de yaşamımız uzadı ve ölüm olmadı. Bu ölümü istediğimiz anlamına gelmiyor. Ama ölümün olmaması toplumdaki beklentileri farklı yöne evirdi. Düşman daha fazla saldırdı. Maalesef süreç farklı bir biçim aldı. Bir şey yapma ihtiyacı duyduğum için buradayım” dedi. Cezaevlerinin farklı mekanlara olduğunun altını çizen Peksoy, “Cam bardakta çay içmeyi, tel kaşıkla yemek yemeyi, bunlar size basit gelebilir, ama ağacın yaprağını görmediğiniz yerde tüm bunlar önemli olabiliyor. Gökyüzünü görmediğin bir yerde bunlar güzel şeylerdir. Biz bu ağır saldırılar karşısında boyun eğmedik eğmeyeceğiz, büyük bir zaferimiz vardır dik durduk dik duracağız” dedi.

Wernicke Korsakoff hastalığı nedir?
Wernicke Korsakoff, cezaevlerinde açlık grevi ve ölüm oruçlarından sonra gündeme geldi. Cezaevlerinde ölüm orucu eylemine giren tutuklularda uzun süreli açlığa bağlı olarak ortaya çıkan Wernicke Korsakoff sendromunda, hasta hafıza kaybına uğruyor, yeni şeyler öğrenemiyor ve vücudun hareket kabiliyeti önemli oranda geriliyor. Ölüm orucu eylemlerinden sonra birçok eski tutuklu bu hastalıkla mücadele ediyor. / DİHA

http://www.yuksekovahaber.com/haber/tutuklulara-destek-konseri-39273.htm

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder