29 Kasım 2010 Pazartesi

BİR DAYANIŞMA GECESİ DE SAMSUN’DAN



 
Wernicke-Korsakoff ‘lu arkadaşlarımızla ilgili dayanışma konseri Ankara’dan sonra Samsun’da da yapıldı.
Çeliğe Su Verenlerle Elele, Samsun W.Korsakoff’lularla dayanışma girişiminin  düzenlediği konser etkinliği , 26 Kasım 2010 Tarihinde Samsun Fuariçi Derya Tesislerinde gerçekleştirildi.
Sanatçı İlkay Akkaya, Fotoğrafçı Şair Mehmet Özer ve Ordu İli’nden yerel müzik grubu ‘Grup İcraat’ın katıldığı dayanışma konserinin sunuculuğunu Tuğba Can yaptı. Etkinlikte İstanbul WK Dayanışma girşiminden Seza Mis Horuz ile WK.’lu arakadşlarımızdan Eyüphan Başar ve Servet Paksoy’da birer konuşma yaptılar.
Konser öncesi Derya Tesislerinde heyecenlı bir koşuşturma  ve meraklı bir beklenti vardı. Katılımın yoğun, coşkulu ve disiplinli geçmesi dileği herkesin yüreğindeki  arzu idi. Yavaş yavaş 7’den 70’şe insanlar gelmeye başladılar. Konser başlamadan salon hıncahınç dolmuş ve salon dışında bir hayli izleyici kalmıştı. Yaklaşık 1300-1500 arası kişinin katıldığı bu büyülü atmosfer herkesi sarıp sarmalamıştı.
Etkinliğe devrim ve sosyalizm uğruna ölenler için saygı duruşu ile başlandı. Tuğba arakadaşımız açılış konuşmasında bu dayanışmanın öneminden ve bu dayanışma konserini örgütleyen dostlarımızı emek ve katkılarından söz ederek gelenleri selamladı. Özverili ve disiplinli bir çalışma yapıldığı konukların karşılanmasından, ağırlanmasından, salonun hıncahınç dolmasından belliydi zaten.
İstanbul Girişimi adına söz alan Seza Mis Horuz arkadaşımız da bu dayanışmanın tüm dayanışmalardan çok daha önemli ve özgün bir dayanışma olduğundan söz etti.  Zira bu dayanışmanın özgürlük uğruna , insanca yaşam uğruna, sosyalizm uğruna mücade edenlerin, bu mücadelede ağır bedeller ödeyip, sağlıklarını kaybedenlerle bir dayanışma olduğunu vurguladı. Bu değerlere ortak sahip çıkmanın özgürlük mücadelesini  yaygınlaştıracağı ve güçlü kılacağından söz etti. Bu dayanışma etkinlikleri ile aynı zamanda ülkemizdeki hapishanelerde yaşanan sorunlara karşı da duyarlılığı arttıracağını, F tiplerinde dayatılan insansızlığa ve zorbalığa karşı da tavır alışlara mahpusları daha çok sahiplenmeyi gündemleştireceğinden söz ederek bu kampanya ile ilgili olarak yurt i,çinde ve yurt dışında yapılan ve yapılacak olan çalışmalarla ilgili olarak da izleyicileri bilgilendirdi.
           
WK.’lu arkadaşlardan Servet Paksoy böyle bir dayanışma için emek veren herkese teşekkür ederek duygularını ifade etti. Eyüphan Başar ise “Korsakofflu olarak bir çok şeyi unuttuk ama unutmadıklarımız da var dedi. Faşizmin zulmünü unutmadık, yoldaşlarımızın can bedeli direnişlerini unutmadık, ideallerimizi unutmadık.  Bu çalışmanın kendi yaşamlarında önemli bir yere sahip olduğunu, sosyal yaşama katılmanın, üretimde bulunmanın, dostlarla bir arada olmanın, iyileşmelerinde  çok katkısı olduğunu vurguladı ve bu çalışmaya emek veren herkesin yüreğinden öperek selamladı.” 
           
Bu arkadaşlarımızın konuşması izleyicilerin alkışını, slogonlarını ve çoşkusunu daha bir doruğa çıkardı. 
           
Slogan  atmadaki coşku, katılım, uygunluk ve disiplin hepimizin beğenisini kazandı. Sloganlar ortak duyguların dışa vurumuydu. Etkinliğe damgasını vuran sloganlar ise genel olarak;
-          Devrim şehitleri ölümsüzdür
-          Yaşasın devrimci dayanışma
-          Yaşasın devrim ve sosyalizm
-          Derimci tutsaklar onurumuzdur.
-          İçerde dışarda hücreleri parçala
-          Gençlik gelecek gelecek sosyalizm
-          Karadeniz faşizme mezar olacak
-          Kahrolsun faşizm, yaşasın mücadelemiz
-          Kürtçe ve Türkçe olarak “Yaşasın halkların kardeşliği” idi.
              Daha sonra Mehmet Özer’in hazırladığı Hapishaneler ve ölüm oruçları ile ilgili slayt gösterimi oldu. Akıp giden her kare fotoğraftaki direniş abidelerine karşı sevgi seli yaşanırken, faşizme duyulan öfke de doruğa ulaştı. Bu duygulanımlar üzerine Mehmet Özer’in okuduğu şiirler ve konuşmalar ise izleyicileri tek vücut haline getirdi.
               
Daha sonra sahne alan Grup İcraat’taki genç arkadaşlarımız, güzel, coşkulu bir dinleti sundular. Salondaki ilgi ve disiplin devam etti.
              
Grup İcraat’tan sonra T tipi Bafra Kapalı Hapishanesinden devrimci tutsak dostlarımızın yolladığı mesaj okundu.  Mesajlarında böyle bir dayanışmanın önemini vurgulayan dostlarımız, F Tiplerine karşı direnişlerinin devam ettiğini, bu direnişin egemenlerin içeride ve dışarıdaki hücreleştirme saldırılarına cevap niteliğinde olduğunu bildirerek özgür yarınlarda buluşma dileklerini dile getirdiler. Ayrıca dayanışmaya katkı amacıyla yapıp yolladıkları elişi ürünleri de izleyicilere sunuldu.
        
Artık sıra özlemle beklenen İlkay Akkaya ve grubuna gelmişti.  Dinlenecek birbirinden güzel parçaların heyecanı sarmıştı herkesi . Kitle konserin ötesinde bütünleşmişti Akkaya ile, zira insan hakları mücadelesinde ve hapishanelerde yaşananlara karşı duyarlılığı ile bilinen Akkaya bu zorlu süreçlerde yaşadıklarını da paylaştı izleyicilerle. ‘Çaw Bella’ ile bitirilen konserde artık herkes ayaktaydı. Son ana kadar coşku ve ortak sloganlarla birbirine kenetlenen bir kitle vardı. Salon yavaş yavaş terk edildiğinde herkesin gözlerinde aynı ışıltı ve geleceğe dair ortak umutlar vardı.
SAMSUN WERNİCKE-KORSAKOFF’LULARLA DAYANIŞMA GİRİŞİMİ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder