4 Kasım 2010 Perşembe

ÇALIŞTAY NOTLARI


ÇALIŞTAY NOTLARI

Dayanışma ve destek ağları nasıl kurulmalı? Mekan nasıl örgütlenmeli? ve Nasıl düzenlenmeli? İşleyişi nasıl olmalı?
Çeliğe Su Verenlerle El Ele kampanyası dahilinde hazırladığımız çalıştay etkinliğini 30 Ekim
2010 tarihinde İstanbul Tabip Odası Kadıköy Bürosu Toplantı salonunda saat 10:00-17:00 arası 50 kişilik bir katılımla gerçekleştirdik.
Çalıştayla hedeflenen şey bir yanıyla şimdiye kadar yaptığımız çalışmaların ışığında kampanyada geldiğimiz noktanın değerlendirilmesi iken diğer yanı da WK sorununu konuyla ilgili diğer kurumlarla birlikte değerlendirerek WK’lular ve Eski Mahpuslar için açmayı düşündüğümüz merkezin sosyal, politik, ekonomik destek ağları nasıl kurulmalı, karar alma mekanizmaları nasıl olmalı ve hukuksal biçim ne olmalıdır sorularına birlikte cevap üretmekti.
Bu durum önümüzdeki sürecin nasıl örülmesi gerektiğinin de göstergesi olacaktı. Çalıştayda açılış sunumunu WK’lu arkadaşlar yaptı. “Ne yaşadık, ne düşünüyor, ne hissediyor, nasıl yaşıyor ve ne yapmalıyız?” sorularının yanıtlarını kendi cephelerinden dile getirdiler.
Çalıştayın en önemli ve en çarpıcı sunumu WK’lu arkadaşlarınki oldu. Onların gerçeğini onların dilinden öğrenmek, neleri yapmamız ve nelere dikkat etmemiz gerektiği yönünde de bizlere yol gösterici oldu. WK’lu arkadaşlar bugün yaşadıkları sorunların, tarihsel sorumluluklarını yerine getirmek için bilinçli bir tercihle girdikleri direniş sonucunda doğmuş olduğunu dile getirdiler.
Asla acıma duygusuyla yaklaşılmaması gerektiğini dile getirirken “bizi hayata çekin el verin kendi kendimize yeter hale gelelim” çağrısında bulundular. Ve bunun da tek tek bireylerin kendi çabasından ziyade kurumlaşmayla başarılabileceğinin altını çizdiler. Bu kurumlaşma ve projeyle tedavilerinin düzenli takip edileceğini, üretime katılma koşullarının yaratılabileceğini, iletişim ve düşünsel üretim sağlanabileceğini vurguladılar.
TOHAV (Toplum ve Hukuk araştırmaları Vakfı)’ndan Dr. Veysi Ülgen, bir yandan WK hastalığı ile ilgili bilgilendirme yaparken diğer yandan 5 yıldır WK arkadaşların sağlığı ile ilgili yaptıkları çalışmaları anlattı. Dr. Ülgen fiziksel, ruhsal ve sosyal olarak iyi durumda olmayan WK’lu arkadaşlara yaptıkları ilaç ve fizik tedavilerinin yeterli olmadığını gördüklerinde yeni yöntem arayışına girdiklerini, yurt dışındaki çalışmaları yakından takip ederek “beden farkındalığı” programını geliştirdiklerini ve bu çalışmadan önemli gelişmeler, faydalar elde ettiklerini söyledi. Özgüven kazanma ve sosyal yaşama daha çok katılmada başarılar elde ettiklerini ifade eden Dr. Ülgen bu çalışmalardan edindikleri izlenimlerle şu dört konunun çok önemli olduğunu vurguladı.
1-      Tedavilerinde devamlılığın sağlanması,
2-      Psikolojik nörolojik destek,
3-      Hukuksal durumların takip edilmesi,
4-      WK’lu arkadaşlarla birlikte kalacak ve onlarla çalışacak olanların mutlaka eğitimden geçmeleri, bu kişilerin ilgilendikleri WK’luların kişiliklerini tanıma ve hastalık noktasında bilgi sahibi olmalarının sağlanması.
WK’lu Gönül Karagöz arkadaş ise Dr. Veysi arkadaşı doğrular nitelikte 2 yıldır TOHAV’a gittiğinden beri kendinde olan değişmelerden ve özgüvenden bahsetti.
Türkiye İnsan Hakları Vakfı’ından dostlarımız 20. Kuruluş yıl dönümü etkinliklerinden ötürü yaptıkları uluslararası toplantı nedeniyle gelemedikleri için hazırladıkları sunumu okumamız için bize ulaştırmışlardı. TİHV’in sunumunu da arkadaşımız Fazıl Ahmet Tamer okudu. 19 Aralık katliamından sonra WK’lulara destek olmada, işkence olaylarının takibinde, tedavisinde yoğun çaba gösteren kurumlardan biri olan TİHV hazırladıkları sunumla 1982-84-96 ve 2000 yıllarında yaşanan ölüm orucu ve açlık grevlerindeki süreci istatistiklerle aktardılar.
İstanbul Tabib Odası’ndan Dr. Elif Kırteke hekimlerin ÖO süreçlerinde aktif görev aldığını, halen işlenmemiş bir dolu bilginin arşivlerde bulunduğunu bunun önümüzdeki süreçte değerlendirilebileceğini vurguladı. Dr. Elif Kırteke WK’lularla ilgili yapılan çalışmalarda diğer kurumlarla birlikte dayanışma içinde bulunacaklarını söyledi.
Girişim adına söz alan Çetin Durukanoğlu ise “sürecin neresindeyiz” diyerek şimdiye kadar yapılan çalışmaları anlattı. Bu çalışmanın WK’lu arkadaşlarda yarattığı duyguları yine onların yaz kampı değerlendirmelerinden pasajlar okuyarak anlatan Çetin arkadaş bu çalışmanın ancak uzun erimli bir çaba ve diğer kurumlarla dayanışma içinde başarılabileceğini ve başarmak zorunda olduğumuzu vurguladı.
TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu’ndan Mimar Hüseyin Kargın arkadaşın yaptığı sunum ise yaşam alanı ile ilgili ne kadar titiz ve ayrıntılı olmamız gerektiğini göstermesi açısından ön açıcı nitelikteydi. Mimar Kargın sunumunda fiziksel engelleri bulunan WK’lu arkadaşlara uygun bir mekanda olması gereken donanımların, araçların, malzemenin neler olduğunu anlatarak, yaşamı ve çalışmayı kolaylaştıran bir mekanın oluşturulmasında ufkumuzu açtı.
Öğleden sonraki oturum Ahmet arkadaşın sunumuyla, oluşturulacak yaşam alanının hukuki statüsü ve iç işleyişi nasıl olmalıdır sorularına yanıt aradı. Hukuksal statü olarak dernek, vakıf, şirket, özel mülkiyet ya da kooperatif seçenekleri tartışıldı. Dernek ve Kooperatifin en uygun biçimler olduğu eğilimi ortaya çıktı. Hangisinin olacağı önümüzdeki süreçte değerlendirilip sonuçlandırılacaktır.
Forum bölümünde ise;
Yusuf arkadaş ortak metine neden katılmadığını ifade etmek için konu ile ilgili hazırladığı metni okudu. Gönül arkadaş 2 yıllık sürecini anlattı. İdris arkadaş daha önce yaşanan deneyimlerin gözden geçirilmesini, yapmak kadar devam ettirilebilmesinin önemini anlattı.
Karar alma mekanizmasının nasıl işleyeceği konusunda asıl olarak yaşam alanında yaşayanların kolektif biçimde karar alma mekanizmalarını oluşturmasına, bunun yanı sıra destekçilerin de kendilerini ifade edebilecekleri ortamların, meclislerin yaratılmasına vurgu yapıldı.
Katılımcı kurumların bundan sonra da zaman zaman bir araya gelerek fikir teatisini sürdürmeleri ve mekan açılmadan önce daha kapsamlı bir çalıştay daha yapılması önerildi.
Somut örnekler verilerek WK arkadaşlarla ilişkilerin onların kendi ayakları üzerinde hayata devam edebilecekleri biçimde kurulması gerektiğinin altı çizildi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder