20 Aralık 2016 Salı

19 Aralık'tan OHAL'e Direnişimiz Sürüyor...


19 Aralık 'Hayata Dönüş' katliamının yıldönümünde bir araya gelen devrimci demokratik kurumlarla Kartal Pembe Köşk Düğün Salonu'nda 19 Aralık anma etkinliği yapıldı.


Yaklaşık 160 kişinin katıldığı etkinlikte katliamda hayatını kaybedenlerin anısına bir dakikalık saygı duruşunun ardından açılış konuşmasını kurumlar adına Abdülmelik Yalçın yaptı. Yalçın konuşmasında şunları söyledi:
19 Aralık, bu toprakların hapishane tarihinde bir milattır.
19 Aralık, insanlığın hapishane tarihinde bir milattır.
19 Aralık, devletin şiddet ve zorbalıkla somutlaşmış varlığının en büyük göstergesidir.
19 Aralık, egemenlerin silahlarına karşı özgürlük halayına duranların Direnişidir.
Bundan 16 yıl önce devrimcileri zindanlarda yakanlar; o günden  bu yana, tutsakları ring araçlarında diri diri yakmaya, işkencelerde katletmeye ve tecritle yıldırmaya devam ediyorlar. Zindandakilere, aynı özgürlük türküsünü bugün de söyleyenlere yönelik baskı ve şiddet politikasıysa artarak sürüyor.
Ama bizler biliyoruz ki, devrim mücadelesini zindan cephesinde sürdürenler özgürleşiyor. Devrimci yüreklerini, bedenlerini hapseden beton duvarları yıkıyorlar. Özgürlük mücadelesinde, bizi, birbirimize bağlıyorlar.
Yüzyıllardır söylenen özgürlük türkümüzün mısraları asla susmayacak. Bu türkünün ezgileri, 16 yıldır tükenmedi ve bundan sonra da tükenmeyecek.
Bugün burada 19 Aralık'ları unutmadığımızı ve unutturmayacağımızı bir kez daha göstermek için beraberiz. Ve bu beraberliğin, bu dayanışmanın, beton duvarlarla, dikenli tellerle, demir parmaklıklarla bölünmesine asla izin vermeyeceğiz.
Devrimci yürekler, yıkılacak hücreler! 
Açılış konuşması sonrası Tiyatro İmge sahne alarak “ÇARK” adlı oyunu sergiledi.


Ölüm Orucu Direnişçileri Esmehan Ekinci ve Mehmet Acettin söz aldı. Ekinci, katliam sırasında tutsakların barikat kurarak direnişinden söz ederken Acettin ise devrim ve sosyalizme mücadelesine saldırıların hala devam ettiğini ama devrimci iradeyi teslim alamayacaklarını ifade etti.


Daha sonra Ölüm Orucu Direnişçisi Muharrem Kurşun'un Adana'dan gönderdiği ve Suruç Gazisi Güneş için destek istediği mesajı okundu.
Merhaba dostlar,
Hacer Arıkan, “devrim çok güzel olacak, çünkü ben ona güzelliğimi verdim.” demişti. Sözleri hüzün değil, coşku yüklü, devrim coşkusu yüklü. 19 Aralık direnişi, Hacer gibi bende de hüzün değil, devrim coşkusuyla dolu bir anı olarak yer alıyor. 19 Aralık’ta çok ağır bedeller ödedik ama biz kazandık, devrim kazandı. Çünkü devrimcileri, devrimi teslim alamadılar. Alamayacaklar da. Bu yüzden hapishanelere hala azgınca saldırıyorlar. Bizler de 19 Aralık’ın yıldönümünde buradan, dışarıdan içeriye dayanışma köprüsü kurmayı başarmalıyız.
Bir de dostlar, 19 Aralık devrime yönelik bir saldırıydı. Suruç katliamı da böyle bir saldırıydı. Güneş Erzurumluoğlu, Suruç katliamından sağ ama yaralı kurtuldu. Güneş, 20 Temmuz 2016’da bir mektup yazdı sosyal medyada. “İyileşmek için umudum var, ama param yok…” diyordu. Buradaki tüm duyarlı dostların Güneş’i iyileştirmek boynunun borcu olmalı.
Yaşasın 19 Aralık direnişimiz!
Yaşasın devrim ve sosyalizm!

Sunuculuğunu Zeynep Kınalıipek ve Ziya Karagül'ün yaptığı etkinlikte Beksav Müzik Topluluğu, Adalılar, Alamor, Haluk Tolga İlhan ve Deniz Esmer sahne aldı. Gecenin sonuna doğru sahneye çıkan Direnişçiler Korosu, diğer müzik gruplarıyla birlikte Çav Bella marşını söylediler. Kırmızı karanfillerin dağıtıldığı gecede kapanış konuşmasını Mine Nazari yaptı. Nazari kapanış konuşmasında şunları söyledi:
Eğer zindan düşmüşse payına , can bedeli kavgandan...
Eğer işkence sarmışsa geceni gündüzünü...
Orada en çok duvar vardır , ne yana dönsen yüzünü; ama sen duvarlara değil yoldaşına yaslarsın sırtını ve işte öyle karşı koyarsın işkenceci cellatlara , ki adı direnişdir, dayanışmadır...
içeride, dışarıda sırtımızı yaslayabileceğimiz yoldaşlarımız, dostlarımız, kardeşlerimiz oldukça mutlaka biz kazanacağız...
Bu bilinçle , burada bir kez daha yürek bölüştük.
Bir başka direniş geleneğimiz olan; her durumda bir arada, yan yana durmanın sevinciyle hepinizi selamlıyoruz..!

Sanat terapisine katılan direnişçi arkadaşların yaptığı resimlerin sergilendiği etkinlikte, hasta tutsaklar için masa açıldı ve etkinliğe katılanlar sonradan gönderilmek üzere hasta mahpuslara kart yazdılar. Sanatçıların seslendirdiği ezgilerle birlikte halaylar çekildi, hep bir ağızdan Nazım Hikmet'in "Vız Gelir, Bize Vız" şiiri okundu.








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder