20 Cezaevine eş zamanlı düzenlenen saldırılar sonucu 30 devrimcinin katledilmesinin 15. yıldönümü vesilesiyle Wernicke Korsakofflular ve Eski Mahpuslar Dayanışma Girişimi bir panel düzenledi. "Hayata dönüş operasyonu" adı verilen katliam sonrası tutsaklar zorla F tipi tecrit hapishanelerine yerleştirilmiş, dışarıda da bir sürek avı başlatılmıştı.
Katliama tanıklık edenler, katliam sonrası devrimcilerin yaşam mücadelesine destek olanlar bir kez daha 19 Aralık katliamını lanetlediler. Devrim şehitleri için yapılan saygı duruşu sonrası başlayan panelde ilk olarak Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği'nden Mustafa Eren söz aldı ve dünden bugüne cezaevlerinin durumuyla ilgili bir sunum yaptı. Eren sunumunda günümüzde cezaevlerinin sermaye için ucuz emek gücü olarak kullanıldığını ve cezaevlerinin özelleştirilmesiyle bu sömürünün çok daha derinleşeceğini dile getirdi.
Daha sonra TİHV adına söz alan Ümit Efe işkencenin bir devlet geleneği olduğundan bahsetti. En gelişmiş kapitalist ülkelerden Almanya'da bile Ulrike Meinhof'u tüm duyularından yoksun bırakacak beyaz bir odaya kapatıldığından ve sisteme karşı gelenlerin en ağır şekilde cezalandırıldığından bahsetti. Efe'den sonra söz alan Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı'ndan Levent Abbasoğlu artık söylenecek tüm sözlerin tüketildiğini, yıllardır cezaevlerinde olanların anlatıldığını ancak mücadeleyi ön plana çıkaran bir karşı duruşun henüz sergilenmediğini söyledi.
İHD'den Gülizar Tuncer ise katliamla ilgili tanıklıklarını anlattı, katliamlardan sağ kurtulanların davalarından bahsetti. Direnişçiler adına konuşan Ali Şahmo ise katliamın üzerinden 15 yıl geçmesine rağmen büyük bir dayanışmanın örülmediğini söyledi.
Moderatörlüğü İdris Yiğit tarafından yapılan panele 60'dan fazla kişi katıldı. Katılımcılardan gelen soruların yanıtlanmasından sonra panel, Songül Bulur'un ezgileriyle son buldu.
Wernicke Korsakofflular ve Eski Mahpuslar Dayanışma Girişimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder