23 Ekim 2015 Cuma

WKEMDG / Çukurova Grubu Ankara Katliamı Anmasına Katıldı




10 Ekim 2015 Cumartesi günü saat 10.04'te Ankara 'da tren garı önünde patlayan bomba ile Türkiye tarihinin en kanlı bombalı katliamı yaşandı. 106 canın katedildiği ve 500'den fazla yaralının olduğu bu katliam; şimdiden KANLI CUMARTESİ olarak tarihin sayfalarına kazındı. 

Tam da KCK açıklamalarına göre, EYLEMLERİN KOŞULLU DURDURULACAĞI gün yapılan bu katliam,  bir kez daha devletin savaş temelli "inkar ve imha" politikalarının izdüşümüydü. Bir yandan TSK eliyle, PKK Kamplarına yönelik hava harekatı ve karadan uzun menzilli bombalı saldırılar gerçekleştiriliyor ve diğer yandan da BARIŞ MİTİNGİ 'ne IŞİD Bombaları atılıyordu.  Savaşta ölen bütün canların, demokrasi güçlerince  ayrımsız sahiplenildiği söylem, devletin savaş ve kan akıtma gerçekliğiyle karşılık buluyordu.  Öyle ya, ölen tüm insanlar; halk ve gerilla, kolluk güçleri emekçi ailelerin çocuklarıydı . "Ben şehit olmak istiyorum " deyip, zırhlı araç ve onlarca korumayla gezen sakallı bakanların partisine isyan edilen cenaze törenlerindeki öfke; devletin en üst makamında "hain" damgasıyla karşılık bulurken; hangi BARIŞ 'tan söz edilebilirki... 35 günlük bebeklerin anne kucağında kurşuna dizildiği bu ülkede, ÖZGÜRLÜK ölümle örtüşürken mermilerle-bombalarla KARDEŞÇE yaşamaktan gayrı ne yapılır ki...


Tam da özgürlük halayına duranların; "Bu meydan kanlı meydan " sözleri Ankara semalarında yükselirken, şiddetli iki patlamanın ardından BARIŞ SAVAŞÇILARI 'nın parçalanmış bedenleri, ortalığa saçılan kanlar o kelimeleri yaşamın gerçekliğiyle buluşturdu.  KANLI CUMARTESİ  ve KANLI MEYDAN'ın  hikayesi özetle buydu. Çok laf edilir, fazlaca kelam söylenir ama, gerçekten de BARIŞ,  işte böylesi bedeller ödenerek gelecek. 
Evet,  barış gelecek! Belki yarın, belki yarından da yakın. ..


Cumartesi sabahı patlamanın duyulmasından hemen sonra, önce bir kurumda buluşarak kısa bir değerlendirme yapıldı ve ardından ADANA İHD'ye gidilerek gündeme ilişkin fikir alışverişinde bulunuldu.  Pazar akşamı gelecek şehit cenazelerinin karşılanması ve  neler yapılacağına dair öngörüşme pazar sabahı yapıldı. Mersinde ki arkadaşlarla da görüşülerek, şehit cenazelerinin karşılanması, mezarlıklara yürüyüş ve gömülme işlemlerinin yanı sıra,  taziye evlerine gidilmesi faaliyetleri ortaklaşa halledildi. 




Adana UĞUR MUMCU MEYDANI'na getirilen cenazelerin karşılandığı ve HDP Eşbaşkanı FİGEN YÜKSEKDAĞ'ın konuşma yaptığı alanda bulunan meçhul paket,  panik ortamına yol açılmadan halledildi. İçinde yiyeceklerin bulunduğu bu paketi kimin ne amaçla oraya koyduğu ise, meçhul. Gülbahçesi ve Denizli mahallesine götürülen şehitler, değişik mezarlara defnedilirken,  alanda ve Yürüyüş kortejindeki binlerin öfkesi, disiplinli bir haykırış ve isyan olarak BARIŞ'ın yakıcılığını gösteriyordu.  


Evet! Barış gelecek.  Her türlü bedel ödense de,  cansız bedenlerimiz buzdolaplarında günlerce bekletilse de, bebeklerimizin masumane gülüşleri yüzlerinde donakalsa da BARIŞ GELECEK. Ve bu Barış; kanla, parçalanmış uzuvlarla, buzdolaplarında ki cenazelerimizle de olsa gelecek. Gezi'den-Kobanê 'ye, Kızıldere 'den-Rojava'ya, Darağaçlarından-Diyarbakır işkencehanelerine, Suruç'tan -Kanlı Cumartesi 'ne kadar sürdürülen mücadele ve savaş;  işte bu eşitliğin,  kardeşliğin,  özgürlüğün, emeğin ve barışın savaşıdır!  


İNADINA BARIŞ! İNADINA MÜCADELE VE SAVAŞ! ... 


ÇUKUROVA WKEMDG /ADANA

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder