18 Şubat 2013 Pazartesi
Simurg, onu
yaratanlarla
Almanya'da
buluştu!
TÜDAY (Türkiye Almanya İnsan Hakları Derneği) ile Avrupa Wernicke Korsakoff
ve Eski Mahpuslarla Dayanışma girişimi tarafından organize edilen Simurg filmi;
3 Şubat'ta Köln'de, 9 Şubat'ta Berlin'de, 10 Şubat'ta Hamburg'ta toplam 5 özel
gösterimle yüzlerce seyirciyle buluştu. Girişim başından itibaren filmi,
sürgünde yaşamak zorunda bırakılan ve bir dizi sosyal, hukuki ve ağır sağlık
problemleriyle karşı karşıya gelen Werncike Korsakoff sendromu yaşayan ölüm
orucu direnişçilerinin sorunlarının film üzerinden özel bir duyarlılık yaratmak
ve kamuoyunda bu zeminde yeni bir dayanışmayı örgütlemek amacıyla
gerçekleştirildi. .....
Çalışma nedeniyle bazı demokratik kurumlarla görüşüldü. Amacımız anlatıldı
ve aktif destek istendi. Toplamda aralarında Avrupa Özgür Tutsaklarla Dayanışma
Komitesi çalışanları başta olmak üzere, Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu
Köln ve Hamburg şubeleri, Avrupa Demokratik Haklar Federasyonu (ADHF) Köln,
Almanya Türkiyeli İşçiler Federasyonu ATİF Köln, Mala Kurda Köln, Berlin Demokratik ve Emek
Platformu üyeleriyle Devrimci Proletarya dergisi çalışanları, Mig Zentrum
Hamburg, ve ATİF Hamburg çalışanları destek verdi.
Çalışmanın etkin tanıtımı amacıyla Nuçe Tv'de, Tv 10 kanalında ve Yol Tv'de
programlara katılındı. Ruhi Karadağ
ağırlıklı olarak Simurg'un çekim sürecini, 19 Aralık katliamı sürecini, bu süreçte
uygulanan koyu sansürü ve Wernicke Korsakoff süreciyle tanışan Türkiye
insanının bu gerçekle yüzleşmesinin ne denli önemli olduğunu vurguladı ve
kamuoyunda konuyla ilgili duyarlılık çağrısı yaparak neden ödüllerini Musa Anter'e ve Roboski'deki katır
işçilerine adadığını ve ödül törenindeki izlenimlerini paylaştı.
Ahmet Çetin Durukanoğlu ise 7 yıl önce
başlattıkları inisiyatifin hangi aşamalardan geçerek bugünlere geldiğini
çarpıcı örneklerle ortaya koyup, açılışını yaptıkları sosyal dayanışma
merkezinin hangi ihtiyaçlara yanıt vereceğini detaylarıyla ortaya koydu.
Çalışmalarının dayanışma kültürü içinde mütevazi bir örnek olduğunu fakat
günümüz Türkiye'sinde onu anlamlı kılan asıl şeyin yeni bir dayanışma
kültürünün önemli örneklerinden biri olmasında aranması gerektiğini söyleyerek,
toplumsal muhalefetin bu tür örneklere çok ihtiyacı olduğunun altını çizdi.
Yurtdışında kesin rakamı bilmemekle birlikte 150'nin üstünde WK'lının olduğunu
tahmin ettiklerini, önümüzdeki dönem sonuçlanacak olan davalarla birlikte bu
sayının daha da artabileceğini, bu anlamda yurtdışında da benzer yönde bir
çalışmanın gecikmiş bir görev olarak
önümüzde durduğunu özellikle vurguladı.
TÜDAY adına katılan Oktay Duman
ise Türkiye İnsan Hakları Vakfından derlediği rakamlarla WK tablosunu ortaya
koyduktan sonra sürgünde yaşayan çok sayıda WK'lının önemli hukuki, sağlık ve
sosyal problemlerle karşılaştıklarını, bu yönlü özel bir kurumlaşmanın artık
bir zorunluluk olduğunu, birinci planda sürgündeki WK'lıların toplu bir
listesini çıkarmak istediklerini, çıkan tabloya göre öncelikleri ele alan bir
çalışmaya başlamak istediklerini, konuyla ilgilenmek ya da bilgi vermek,
birlikte çalışmak isteyenlerin kendilerine başvurabileceklerinin altını çizdi.
WDR'de telefon röportajı veren Ruhi
Karadağ filmiyle ilgili soruları yanıtladı ve dinleyicileri filmini
izlemeye davet etti.
Yine ANF (Fırat Haber Ajansı) Simurg gösterimleriyle ilgili geniş bir haber
yaparak filmin hangi gerekçelerle gösterime sokulduğunu okurlarıyla paylaştı.
Ağır bir politik ve duygusal havada geçen filmin sonrasında sahne alan
yönetmen ve oyuncular kimi zaman ayakta, coşkuyla alkışlandı. Direnişin ağır
etkilerini fiziksel olarak en ağır biçimlerde yaşayan WK'lu
oyuncu-direnişçilerin sahneye çıktığı anlarda salondan yükselen alkışlar
görülmeye değerdi. Yer yer Alman dostlarımızın, sivil toplum örgütü temsilcilerinin,
Sol Parti Berlin Milletvekili Hakan Taş'ın
ve Leverkussen DKP ve MLPD yetkililerinin, demokratik kitle örgütleri
temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşen panellerin hepsi de içinden geçilen
sürecin gerçekleriyle derin bir yüzleşme ve bu çarpıcı gerçeğin neden bugüne
kadar ihmal edildiği, yeterince ele alınıp kalıcı çözümler geliştirilemediği,
hatta yer yer unutuldukları üzerinde iç hesaplaşmalar, sorular, bu konuda
çalışmak istediklerini, ellerinden geleni yapacaklarını söyleyen izleyicilerin
dinleyene moral veren sözleriyle sürdü. Ardından İstanbul'daki merkezin
güçlendirilmesi, WK'lı direnişçilerin ihtiyaçlarının giderilmesi amacıyla
yapılan bağış çağrısı üzerine bugüne kadar görülmemiş ölçüde bağış toplandığı,
standta sergilenen İstanbul'daki sosyal ve dayanışma merkezindeki atölyede
üretilen rozetlerin yaygın alındığı, ayrıca tanıtım içerikli CD'nin ve 2010
yılında yapılan çalıştayın çıkardığı broşürün yoğun bir ilgiyle karşılandığı
görüldü.
Cafer Gürbüz 19 Aralık katliamı
öncesi devleti F Tipi saldırısına iten nedenleri ortaya koydu ve ''F tipinde
yaşamaktansa ölmeği bu bedeli göze almayı yeğledik. Bugün bu tercihimizin
zorunlu sonuçlarından birini yaşıyoruz. Bedel ödedik fakat asla pişman
değiliz!'' diyerek sürdürdü konuşmasını.
Hamburg'taki gösteriye yaşadığı Bremen'den gelerek katılan Hacer Arıkan ise 19 Aralık katliamı
sürecini, aylarca hastaneden tedavisini beklerken yaşadığı zorlukları, hayata
yeniden tutunma sürecini, onu sürgüne sürükleyen nedenleri, katliam sonrası
hayata yeniden dört elle sarılıp 19 Aralık gerçeğini anlatmayı, kitleleri bu
konuda aydınlatmayı neden önemsediğini çarpıcı örneklerle katılımcılarla
paylaştı. Delil İldan ise zorlukla
konuştuğu sahneden düşüncelerini ifade etmekte zorluk çektiğini belirterek
Ahmet Arif'in 33 kurşun şiirini başından sonuna kadar okuyarak duygu dolu anlar
yaşattı.
11 Şubat'ta yaklaşık iki yıldır değişik periyotlarla toplanan Avrupa Wernicke
Korsakofflularla Dayanışma Koordinasyonu ile geniş katılımlı bir toplantı TÜDAY'da
gerçekleştirildi. Toplantıda koordinasyonun amaçlarına dair bir çerçeve
çalışması yapılması, bu toplantıların periyodik olarak gerçekleştirilmesi,
Türkiye dışında Avrupa'da sürgünde yaşayan Wernicke Korsakoffluların saptanması
ve bahar aylarında bir etkinlik ile geniş katılımlı bir toplantı organizasyonu
için karar alındı. Koordinasyonun çalışmalarına dair yazılı ve sosyal medyada
yapılacaklara dair görev paylaşımı yapıldı.
Şeffaflığın bir parçası olarak üç kentteki film gösterimlerinden elde
edilen gelir Türkiye'deki inisiyatifin satın alıp dizayn ettiği sosyal merkezin
borçlarının ödenmesine katkı amacıyla Türkiye'ye aktarıldı.
Sponsorlarımıza, katılımcılara ve bağışlarıyla bizlere desteklerini sunan
kitleye gösterdikleri katkıdan dolayı teşekkür edildi.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder