21 Eylül 2015 Pazartesi
WKEMDG Olarak Basına ve Kamuoyuna Çağrımızdır
Basına ve Kamuoyuna Çağrımızdır;
Ülke genelinde artan devlet terörü, siyasi iktidara muhalif olan toplumun tüm kesimlerini de içine alarak devam ediyor. Artan polis baskısından ve tacizinden Wernicke Korsakofflular ve Eski Mahpuslarla Dayanışma Girişimi’de muaf değil!
Girişimimiz içinde çalışma yürüten arkadaşlarımıza yönelik kamp süresince ve dönüşümüz boyunca polis tacizi ve baskısı altındayız. Tüm bu baskıları deşifre edeceğimiz ve devlet terörünü lanetleyeceğimiz basın açıklamamıza bütün devrimci demokrat dostlarımız davetlidir.
Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber, ya hiçbirimiz!
Tarih: 22/09/2015
Saat: 12.00
Yer: İHD, İstanbul Şubesi - Taksim
Wernicke Korsakofflular ve Eski Mahpuslarla Dayanışma Girişimi
17 Eylül 2015 Perşembe
Adana Barış Bloku Barış Nöbetinde
Adana dönem sözcülüğünü İHD'nin yaptığı ve bileşenleri arasında Wernicke Korsakofflular ve Eski Mahpuslarla Dayanışma Girişimi - Çukurova Bölgesi'nin de yer aldığı Barış Bloku Barış Nöbeti düzenliyor. Abidin Dino Parkı'nda saat 17.30 da başlayan nöbet iki saat sürdü. Yaklaşık 70 - 80 kişinin katıldığı eylemde polis de yoğun güvenlik önlemi almıştı.
Barış Nöbeti'nin her gün aynı saatte yapılması planlanıyor...
Wernicke Korsakofflular ve Eski Mahpuslarla Dayanışma Girişimi - Çukurova Bölgesi
15 Eylül 2015 Salı
Devlet Terörü, Tatil Bölgelerinde de Kendini Gösteriyor
Wernicke
Korsakofflular ve Eski Mahpuslarla Dayanışma Girişimi'nin (WKEMDG) 2010’dan beri
gerçekleştirdiği yaz kamplarının 5.’si bu yıl Didim’de gerçekleştirildi.
Yazarken bana dahi ironik gelse bile, ironiden çok bir gerçeklik olarak, tatil
eylemimizi bitirdik.
Kampın ilk
sabahı görme engelli olan arkadaşımız Delil Akkurt önce gözaltına alındı ve
ardından tutuklandı. Delil arkadaşın avukatının anlattığına göre, Delil Nisan
başında adli tıp raporu çıkardı. Adli tıp kazara tutuklanan sermayenin
emirerliğini yapanları hemoroid nedeniyle bile cezaevinde iyileşemez diye rapor
hazırlarken, Delil için, görme engeli ömür boyu sürecek, cezaevinde kalması bir
parça sakıncalı minvalinde bir rapor hazırlıyor. Bu rapor bile, adliyeye
gönderilmediği için Delil gözaltına alınmıştı. Rapor adliyeye geldiğinde ise,
Delil'in raporuna bakan savcı, cezaevinde tutukluluk süresince (6 ay) kalmasını
istiyor. Mahkemede Delil’i tutukluyor. Delil’in tutuklanması keyfi bir saldırı
örneği olduğu gibi, hasta tutsaklara yönelik uygulanan devlet terörünün bir
parçası haline de gelmiş oldu.
5 Eylül’de
Delil’in tutuklanması üzerine 6 Eylül’de basın açıklaması yapacaktık. Ne var ki
bizim basın açıklaması yapacağımız yerde ve yakın saatlerde sivil faşistlerinde
eylem yapacağını duymamız üzerine basın açıklamasını iptal ettik. Basın
açıklaması yapacağımız yerden ayrılırken, polislerin bir arkadaşımızı taciz etmesi ve arkadaşımızında bu tacizi
engellemeye çalışması sonrası kısa bir arbede yaşandı. 3 arkadaşımız gözaltına
alındı. Deyim pek siyasal görünmese bile, tam bir gerçeklik olmak üzere,
savcının keyfi gelene dek arkadaşlarımız yaklaşık 24 saat gözaltında
tutuldular.
10 Eylül’de
ise, kaldığımız otelin bir takım hukuki işlemlerinin eksikliği bahanesiyle kelimenin
tam anlamıyla bu otelden başka bir otele sürgün yaşadık. Otelin bir hukuki
eksikliği olduğu gerçeklik. Ancak bizim yerimize kalanlar misal turistler
olsaydı, bu eksiklik oteli kapatma gerekçesi haline getirilmezdi. Ancak bizim
için Didim kaymakamı, otel sahibine bizi otelden çıkarmazsa oteli
mühürleyeceklerini söyleyerek gözdağı vermiş.
11 Eylül
sabahı 05:00, 06:00 gibi polisler otele gelerek, bir arkadaşın askerlik sorunu
üzerine 15 gün içinde askerlik şubesine gideceğini yazan bir kağıt imzalattı.
Arkadaşın imzaladığı kağıt hukuki. O saatlerde imzaya götürmekte hukuki, ancak
kesinlikle ahlaki değil. Günün her saatinde imzalatılabilecek bir kağıt için,
sabahın köründe gelmek, hele ki tatilde, psikolojik bir devlet terörüdür.
Aynı gün
piknik yaptık. Piknik alanına gelen polisler, öğlen saatlerinden itibaren
tacize başladılar. Bizler dönüş yolundayken, yolda sadece bizim araçlarımızı
durdurarak kimlik kontrolü yaptılar. Fiziki değil, ama, bu da psikolojik devlet
terörüydü.
Kampın benim için en güzel anlamı Suruç’tan gelen genç gülümsemeydi...
Yukarıda
saydığım devlet terörü uygulamaları, tatilimizi, bir eyleme dönüştürdü. Bütün
bunlardan çok bu yaz kampının benim açımdan ayrı bir önemi vardı. Suruç
katliamında yaşamda kalan genç bir “yoldaş”ım (ideolojik olarak değil ama,
insan olarak yoldaşımdı o benim. Sadece bu yüzden yoldaş sözünü tırnak içine
aldım) gelmişti. “Yoldaş” yaşına rağmen oldukça güçlü görünüyordu. Ne var ki
bir akşam çevrede atılan havai fişek seslerinden irkildiğini gördüm. Bu durumunu
bence bizi üzmemek için belli etmemeye çalışıyordu. Ben onu far ettiğimi
neredeyse kulağına söyledim, çok güçlü biri olduğunu ama insan olduğumuzu
unutmamak gerektiğini söyledim ve sarıldım genç “yoldaşıma”. Yalın bir sevgi ve
saygıyla yaptım bu davranışları. Ama planlı yapsaydım bile aynı sonuca
ulaşamayabilirdim. “Yoldaş”ın gülümsemesi büyüdü benim davranışlarımdan sonra. Habip
yoldaşın herhangi bir sözü bile, (misal nasılsın demesi bile) beni aynı şekilde
etkiliyordu. Çünkü Habip yoldaş presedür gereği değil, gerçekten yüreğinden
selam gönderiyordu. Onun selamını duyunca yüzüm ve yüreğim gülerdi. Tıpkı ben
sarıldığımda genç “yoldaşımda” olduğu gibi. Karşıdan ilk bakışta öğreten adam
gibi görünen, ben, genç ”yoldaşımdan” çok önemli bir şey öğrendim. Yüreğe
yüreğimle sarıldım. Güçlü olmak üzerine 1,2 gün seminer verseydim bile, onu
böyle güçlendirmezdi. Ona yüreğimle sarıldığımda ayna tutmuş oldum. Ben
güçlendirmedim, o, kendi gücünün daha farkına vardı. Yalın bir sevgi ve
saygının, insana azımsanmayacak şeyler katabildiğini, genç “yoldaşımdan”
öğrendim.
Kampın
benim için özeti bu oldu. Devlet terörü ise, ülke genelinde artan devlet
terörünün bir yansımasıydı. Bu kısmın ayrıntılarını yarın unutabilirim. Ama
genç “yoldaşımın” yüzünde büyüyen gülümsemeyi asla unutmam.
Muharrem Kurşun
11 Eylül 2015 Cuma
Devlet terörünü tatil “eyleminde” dahi yaşıyoruz
WKEMDG 5. Yaz kampında devlet terörünün fazlasıyla tanığı
olduk. Son olarak 11 Eylül’de bunun örneklerini yaşadık. 11 Eylül sabah 05:00, 06:00 gibi polis otele gelerek, bir arkadaşımızın askerlik sorunu üzerinden ona
bir kağıt imzalattı. Akşam veya günün herhangi bir saatinde kağıda imza
atabilecekken sabahın erken saatinde polisin gelmesi bizlere terör estirmekten
başka bir niyet taşımıyor.
Yine 11 Eylül günü piknik alanına terörle mücadele polisleri
gelerek tacizvari bir davranış içinde oldular. Polis arabası piknik çıkışında
bekleyerek arkadaşlarımızı tek tek gözetleyerek bindikleri arabaların plakasını
aldılar.
Piknik çıkışı otelimize dönerken araçlarımızı durdurarak
kimlik kontrolü yaptılar. Bu kontrol sadece bizim için yapıldı. Diğer araçlar
durdurulmadı.
Bu devlet terörüne rağmen tatil eylemimizi devam
ettiriyoruz.
Wernicke Korsakofflular ve Eski Mahpuslarla Dayanışma Girişimi
Çocuklar Aquapark'da Doyasıya Eğlendi
Wernicke Korsakofflular ve Eski Mahpuslarla Dayanışma Girişimi adına Didim'de düzenlenen 5. Yaz Kampı şenliğinde tüm dostlarla beraberdik. Geçirdiğimiz 1 haftalık süreçte her günümüz plan ve program dahilinde örgütlü bir şekilde değerlendirilip hayata geçirildi. Bu anlamda mahpus yoldaşların ve ölüm orucu direnişçilerinin gelecek vaat eden değerli çocuklarıyla aquapark gezisi düzenledik. 23 Çocuğun katılımıyla çeşitli eğlence parkurlarıyla mutlu bir 2 saat geçirmiş olduk. Gezide çocuklara eşlik eden arkadaşlarımızda yer aldılar.
Bu dünya çocukların... Barış bizler için ne kadar önem arzediyorsa, geleceğimiz olan çocuklarımız da bu barışın emanetçisi olacaktır...
Wernicke Korsakofflular ve Eski Mahpuslarla Dayanışma Girişimi
10 Eylül 2015 Perşembe
Tatil Eylemimizi Kararlılıkla Sürdürüyoruz
WKEMDG 5. Yaz kampında ülkenin toplamında artan devlet
terörü uygulamalarıyla Didim’de de karşılaşıyoruz. 6 Eylül’de görme engelli
arkadaşımız Delil Akkurt tutuklandı. 7 Eylül’de 3 arkadaşımız gözaltına alındı ve 1 gün tutuldu. 9 Eylül’de
ise kaldığımız otelden farklı bahaneler öne çıkarılarak, tek kelimeyle sürgün
yaşadık.
Kaldığımız otelin bir takım hukuki eksikleri varmış. Bu
eksiklerle otelde kalanlar yüzyıl bile kalsa sorun olmayacakken, otelde kalan
biz olduğumuzda, devreye kaymakam girerek otel sahibi, ya bizi orada tutmaması,
ya da otelin kapatılması tehdidiyle karşılaşmış. Otel sahibinin bizden kaynaklı
bir sorun yaşamaması için, başka bir otele geçtik. Yani sürgün edildik.
Bu saldırı da, ülke genelinde artan devlet terörünün bir
uzantısı. İronik gibi görünse de, gerçekliği ifade eden bir söz söyleyelim.
Tatil eylemimizi kararlılıkla sürdürüyoruz.
Wernicke Korsakofflular ve Eski Mahpuslarla Dayanışma Girişimi
8 Eylül 2015 Salı
3 Arkadaşımız Keyfi Olarak Gözaltına Alındı
3 Arkadaşımız keyfi olarak gözaltına alındı
Baskılar bizi yıldıramaz!
7 Eylül saat 18.00'de arkadaşımız Delil Akkurt'un keyfi bir şekilde tutuklanmasını protesto etmek amacıyla basın açıklaması yapmak için Didim meydanına gittik. Basın açıklamasını yapacaktık, ancak çok kısa bir süre sonra sivil faşistlerinde aynı yerde yürüyüş yapacağını duyduktan sonra, bir provakasyona fırsat vermemek için basın açıklamasını iptal ederek oradan ayrıldık.
Basın açıklamasını iptal etmemize rağmen, polisler bizleri görüntülemeye başladı. Bu görüntüleme işlemi açıkça bir tacizdi. Bir arkadaşımızın polislerin bu tacizini engellemek istemesi üzerine, kısa bir arbede yaşandı. Daha sonra, 3 arkadaşımız gözaltına alındı. Teknik olarak yarım saati geçmeyecek prosedür olmasına karşın, keyfi olarak, yaklaşık 1 gün gözaltı uygulaması devam etti. Delil Akurt'un yaz kampımızda tutuklanmasının hemen ardından 3 arkadaşımızın gözaltına alınmaları ve gözaltı süresinin uzunluğu bize yönelik saldırıların yalnızca bir kısmıdır.
Sonuç olarak bütün bu saldırıların bizi yıldıramayacağını, bir kez daha haykırıyoruz.
Wernicke Korsakofflular ve Eski Mahpuslarla Dayanışma Girişimi
Yaz kampımıza yapılan baskı ve tutuklamalar bizi yıldıramaz!
Wernicke Korsakoff ve Eski Mahpuslarla Dayanışma Girişimi bu yıl Didim’de yaz kamplarının 5.’sini düzenliyor. Kampımıza katılan arkadaşlarımızdan biri olan Delil Akkurt 6 Eylül sabahı otelden gözaltına alındı ve tutuklandı. Delil, PKK davasından 6 yıl hapishanede yatan görme engelli bir arkadaşımız. Cezasının bitmesine 6 ay kala, Nisan 2014’de görme engeli nedeniyle şartlı tahliye ediliyor. Nisan 2015’de raporunu yenilemesi gereken Delil, raporunu yeniliyor ve hükümlü olarak kaldığı Tekirdağ F tipi cezaevine gönderiyor. Üstelik kampımıza gelmeden kısa bir süre önce emniyette atması gereken imzasını atıp geliyor. Yani Delil, hukuksal olarak yapması gereken her şeyi eksiksiz yapıyor.
Ne var ki onlar yapması gerekeni yapmıyor. Yani, Tekirdağ
hapishanesi idaresi Delil’in raporunu, adliyeye göndermiyor.
Delil Diyarbakır Belediyesi’nde çalışıyor. Emniyette
imzasını atıyor. Ama hapishanenin Nisan ayından bu yana adliyeye göndermediği
rapor yüzünden Delil Akkurt keyfi olarak tutuklanıyor. Özcesi, Delil kampımıza
geldiği ilk gün, kendi ihmallerinden kaynaklı gözaltına alındı ve tutuklandı.
Yaz kampımız, devrimcilerin etkinliğidir. Bunun yanı sıra Delil Diyarbakır belediyesinde
çalışan bir Kürt emekçidir. Keyfi olarak tutuklanmasının gerçek nedenleri de bu
ikisidir. Delil’in Kürt olması ve yaz kampımızın bir devrimci etkinlik olması
Delil’in tutuklanmasının gerçek nedenleridir. Bu keyfi tutuklamayı protesto
ediyor ve bunların bizi yıldıramayacağını haykırıyoruz.
Gözaltılar,
tutuklamalar, baskılar bizi yıldıramaz!
Keyfi uygulamalara
son!
Delil Akkurt yalnız değildir!
Wernicke Korsakofflular ve Eski
Mahpuslarla Dayanışma Girişimi
7 Eylül 2015 Pazartesi
Avrupa Sürgünler Meclisi'nden Dostlarımızdan Mesaj Var
Avrupa Sürgünler Meclisi'nden dostlarımız Wernicke Korsakofflular ve Eski Mahpuslarla Dayanışma Girişimi olarak düzenlediğimiz 5.Yaz kampımız için bize mesaj yollamış...
"Dayanışma halkların inceliğidir..." iyi ki varsınız...
“Bunca yıl çok ışık birikti avuçlarımda\ senin olsun\ Esinlen sevgi
dokuyan ellerimden\ Bunca yıl şiirin, kardeşliğin kavganın\ Has bahçesinde
yarattığım bu gerçeği.\ Sabrım senin olsun.\ Aşkım senin olsun-Acıların sütüyle
büyüttüğüm umutlar\ Mahpushane avlularında boy verdi.\ Dolunay menekşelendi
kirli kara camlarda.\ Her görüşte yeniden vurulduğumuz ana evren\ Özgürlüğe
boyadı saksımdaki çiçeği\ Senin olsun.-Biz ki acılar döneminden\ Ellerimizi
kirletmeden geçtik\ Direncim senin olsun.\ Sevgim senin olsun..”- Şükran
Kurdakul-
Ortak şiirlerimiz, ortak
türkülerimiz, ortak hasretlerimiz...
Önceki yılki Yaz Kampınız’da
izlediğimiz çekimlerinizle, binlerce kilometre uzağa taşıdığınız biz, hepimiz.
Ve yanıbaşımızda bitiveren, filizlenen; ortak kavuşma sahnelerimiz!
Seza, Memik, Eyüphan, Ümit
Efe, Fehmi, Analar...daha adını bilmediğimiz, belki sadece yüzlerini
tanıdığımız yığınla insan...
Muzo’nun daha dilimizden
düşmeyen, “vız gelir celladınız, sehpalarınız”ı seslendirişi.....
Çok söze gerek yok; bu bizim
ortak tarihimiz!
Belki birbirimizi hiç
tanımadık, hiç görmedik.
Birbirimizden çok uzaklara
savrulduk belki.
Kimimiz düştük bu kavgada.
Kimimiz hala zindanlarda.
Kimimiz o şehirde, kimimiz bu
şehirde, kimimiz sürgünde!
Ama biliyoruz ki, dünyanın
neresinde olursak olalım; benzeri görülmemiş ortak tarihlerin tanıklığını
yapanlardık. O tarihlerde ortak yürüyenler, birbiri için canını verenlerdik.
Hayatımızın hiçbir evresinde tanımadığımız en yoğun sevgiyi, özgür geleceğe olan
sevgimizi ortak taşıyanlardık.
Ve biliyoruz ki; biz
tarihimizi unutmadık! İyisiyle kötüsüyle, doğrusuyla yanlışıyla,
omuzomuzalığıyla, hatta hatta ihanetleriyle..
Çok ama çok uzaklardayız.
Ancak, her türküde, her şiirde, dilinizden dökülen her anıda tüm yüreğimizle
yanyanayız. Siz bizlerden, biz sizlerden hiç ayrılmadık...
Nazım’ın dediği gibi;
dünyanın neresinde olursak olalım, hasretlerin adını en iyi bilenler olduk. Ve Avrupa
Sürgünler Meclisi olarak, hepimiz-hepinizi; hasretlerimizin bütün renklerinin
sıcaklığıyla sevgiyle sımsıkı kucaklıyoruz...
Bu güzel “çeliğe su verenler”
buluşmasını gelenekselleştirme emeğinizi saygıyla selamlıyoruz.
Zindan duvarlarından, uzak
ellerden, kırlardan-kentlerden...nerede buluşuluyorsa ortaklaşan sesimizden
coşku duyuyoruz. Unutmayın ki, bizde sizlerle yeniden filizleniyoruz.
Gelenekselleşen bu
buluşmanızda, bir gün, ama mutlaka birgün ortak halaylara duracağımıza olan
inancımızla:
İYİ Kİ VARIZ DİYORUZ!
ASM
6 Eylül 2015 Pazar
5. Yaz Kampında "Savaş ve Barış" Forumu Düzenliyoruz
Didim'de düzenlediğimiz 5. Yaz Kampımızın 2. gününde "Savaş ve Barış" konulu forum düzenliyoruz. Kirli savaşın ardında neler var? Barış görüşmeleri sürerken devletin savaş politikaları neden değişti? 7 Haziran seçimlerinin öncesini ve sonrasını değerlendirirken aynı zamanda erken seçim tarihi olarak belirlenen 1 Kasım'ı da masaya yatırıyoruz.
Türkiye'nin yakıcı gündemi savaş, kampımızda ve her alanda devam ediyor. Direnişçi, refakatçı, gönüllü ve genç arkadaşlarımızla birlikte savaş politikalarını ve kalıcı barış için mücadele pratiklerini tartışıyoruz...
Emperyalist blokların ve uluslararası sermayenin istediği savaş, Kürt kurtuluş hareketinin seyrini nasıl değiştirecek ve Ortadoğu'daki dengeler nasıl değişecek sorularına yanıt aradığımız forumda ayağını bastığın her yer direniş alanı diyoruz...
Wernicke Korsakofflular ve Eski Mahpuslarla Dayanışma Girişimi
3 Eylül 2015 Perşembe
WKEMDG 5. Yaz Kampı Programımız Belirlendi...
WKEMDG 5. Yaz Kampı programımız belli oldu, şimdi sıra geldi direnişçi arkadaşlarla Yaz Kampı'nda buluşmaya...
WKEMDG Çukurova Bölgesi 1 Eylül Basın Açıklamasına Katıldı
Adana'da bulunan Wernicke Korsakofflular ve Eski Mahpuslarla Dayanışma Girişimi - Çukurova Bölgesi'ndeki direnişçiler 1 Eylül 2015 tarihinde Adana İnönü Parkı'nda bulunan "Barış Günü" basın açıklamasına katıldılar.
Adana Barış Bloku'nun düzenlediği basın açıklamasına katılanlar yoğun güvenlik önlemleri altında saat 17.00 de HDP'li milletvekilleri Rıdvan Turan, Meral Danış Beştaş ve CHP'li milletvekili İbrahim Özdiş'le birlikte Uğur Mumcu Meydanı'na doğru yürüyüş yapmak istediler. Polisin grubun önünü keserek yürüyüşe engel olması üzerine parkta toplanan yaklaşık 400 kişi basın açıklaması yaparak dağıldı.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)