28 Temmuz 2015 Salı
WKEMDG Basın Açıklaması Yaparak Suruç Katliamını Kınadı
Wernicke Korsakofflular ve Eski Mahpuslarla Dayanışma Girişimi, basın
açıklaması yaparak Suruç katliamını kınadı. İHD İstanbul Şubesi’nde yapılan basın
açıklamasını girişim adına Mustafa Yaşar okudu.
Dayanışma Girişimi'nden Esmahan Ekinci, “Bizler devleti 19 Aralık
Katliamı'ndan çok iyi tanıyoruz. Kobanê'de gelişen yeni bir umut ve yaşam
vardı. Devlet katliamlarla saldırıp bu yeni yaşamı yok etmeye çalıştı. Ama
başaramayacaklar" dedi.
Dayanışma Girişimi'nden Eyüphan Başar ise, "Devlet 12 Eylül'de
askeriyle saldırdı, şimdi de DAİŞ'iyle saldırıyor. Bu saldırı, Türkiyeli
devrimcilerle Rojava arasındaki bağı koparmaya yöneliktir" dedi.
Açıklamada, Türkiye'nin bir çok ilinde yapılan sözde IŞİD operasyonu da
protesto edildi. Ahmet Demirsoy, "Suruç Katliamının acısını taşırken bugün
bir kişinin daha polislerce katledildiğini duyduk. Bu infaz bir
katliamdır" dedi. Demirsoy, Türkiye'nin gidişatının iç açıcı olmadığını
vurgulayarak herkesi barışı sahiplenmeye çağırdı.
DAİŞ'e yapılan operasyonların göstermelik olduğuna dikkat çeken Semiray
Yılmaz ise "Barbar, katil DAİŞ çeteleriyle Türkiye sosyalistlerine
birlikte operasyon yapılıyor. Bu toplumun algısını yanıltmaya yöneliktir"
dedi. Yılmaz, sosyalistlerle dinci faşist DAİŞ'i yan yana koyarak yaratılan
algının kabul edilemeyeceğine dikkat çekti.
Basın açıklamasının tam metni ise;
Katliam Karşısında Sesimizi Yükseltiyoruz!
20 Temmuz’da Urfa’nın Suruç ilçesi Amara Kültür Merkezi önünde basın
açıklaması yapan SGDF’li öğrenciler IŞİD'in gerçekleştirdiği intihar saldırısı
sonucu katledildiler. Hastanede 40’ın üzerinde yaralı var. Yaralıların
özellikle 3’ünün durumu ağır. Bununla birlikte, saldırıda ölümsüzleşenlerin
sayısının 32 kişi olduğu açıklandı.
Saldırıda devletin ihmalkarlığı, ya da güvenlik zaafiyeti olduğu
söyleniyor. SGDF’li öğrencileri Kadıköy’den itibaren takip eden ve Suruç’a
girerken “didik didik” arayan devletin, intihar saldırısını gerçekleştiren
kişiyi, saldırıdan önce tespit edip yakalamaması, ihmal veya güvenlik
zafiyetiyle açıklanamaz. IŞİD’linin bu saldırıdaki tek rolü tetikçiliktir. Bu
katliamı gerçekte yapan olarak özne devletin ta kendisidir. 5 Haziran’da
Diyarbakır’da ki saldırgan arandığı ve otelde yakalandığı halde serbest
bırakılmış ve bunu da sıkılmadan, utanmadan güvenlik zaafiyeti olarak
açıklamışlardı. Nereden ele alırsak alalım katliamın birinci derece sorumlusu
devlettir.
Aynı devlet 19 Aralık’ta biz devrimci tutsakları tetikçi kullanmadan bizzat
katletti. 19 Aralık 2000’de 28 canımızı ölümsüzlüğe uğurladık. Devlet o zaman
da bizzat işlediği cinayetleri üstlenmedi. Bugün Suruç’ta ki katliamı tetikçi
aracılığıyla yaptı. Haliyle katiller bu durumda en fazla güvenlik zaafiyeti
vardı, diyecekler. Belki onu bile söylemezler...
Ama biz ölüm orucu gazileri ve eski tutsaklar olarak biliyoruz ki, gerçek
katil Suruç’ta 32 yoldaşımızı katledip, katliamı protesto edenlere azgınca
saldıranlardır. Ve sesimizi gerçek katillere karşı çıkarıyoruz. Ve inanıyoruz,
ve bunun için mücadele ediyoruz ki, faşizm döktüğü kanda boğulacak!
Burjuvazi,
katletti içimizden ikimizi
bu iki ölü ölmeyen iki ölümüzdür!
Burjuvazi,
kavgaya davet etti bizi
davetleri kabulümüzdür!
Biz nasıl bilirsek hep bir ağızdan gülmesini,
biliriz öylece yaşamasını, ölmesini.
Hepimiz - birimiz için,
birimiz - hepimiz için!..
Wernicke Korsakofflular ve Eski Mahpuslarla Dayanışma Ağı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder