10 Kasım 2010 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
ESKİ MAHPUSLARA YAŞAM ALANI “WERNİCKE KORSAKOFFLULAR VE ESKİ MAHPUSLARLA DAYANIŞMA GİRİŞİMİ”
Eşitlik-Özgürlük mücadelemizin ve umutlarımızın gerçekleşmesi mücadelesinde payına mahpusluk düşmüş, açlık grevleri-ölüm oruçları nedeniyle hastalanmış kardeşlerimiz için bir araya geliyoruz…
Kalbimizi, aklımızı ve vicdanımızı, kardeşlerimize bağımsız bir yaşam alanı oluşturmak için yan yana koyuyoruz…
İstiyoruz ki, politik farklılıklarımız, bizleri birbirimizden azaltan dünkü ve bugünkü yargılarımız bu kıymetli ve müjdeli çabamızda ayak bağımız olmasın…
İnsanlığın eşitlik ve özgürlük mücadelesinde payımıza düşen, bedellerini ödediğimiz zulümleri biliyoruz. Hayallerimize, değerlerimize bağlılığımızı kaybetmeden nice hayatlar kurduk. Hayallerimizi ve kardeşlerimizi UNUTMADIK demek, DAYANIŞMA İÇİNDE ÇOĞALMAK için bir araya geliyoruz.
İstiyoruz ki, eşitlik, özgürlük mücadelesine adanmış hayatlara “kimsesizlik-sahipsizlik” damgasını vurmasın... İstiyoruz ki; kardeşlerimiz nefes alıp verdikçe kendilerini gerçekleştirebilme olanakları olsun…
Birbirimize ve tarihe söz veriyoruz ki: Eşitlik- özgürlük hayallerimizde parça-parça büyüttüğümüz dayanışma çabalarımız artık kalıcı bir gelenek oluştursun…
Ve umutlarımız gibi daim olsun…
Nevin Berktaş’tan mektup var!
YanıtlaSilBaşımdan geçenler üzerinden, bu hücreleri anlatmak istedim. Ortaçağ'ın izbe hücrelerinden hiç farkı olmayan; farelerin, Çukurova yılanlarının mesken tuttuğu, kibritin bile alev almadığı, vıcık vıcık nemli duvarlarıyla küçükcük bir hücrede nasıl yaşanır bilinsin istedim. Zorla İstiklal Marşı söyletmek, "komutanım" dedirtmek, ön ilikletmek, tek tip elbise giydirmek, en basit insani ihtiyaçlarını bile yaptırtmamak, nasıl bir işkencedir bilinsin istedim. En azından bilinenlere bir katkı olsun istedim...
Bir kadın olarak, bunları yaşamanın ek zorluklarıyla dolu yıllarda tek bir yaptırıma bile uymadan, tek başıma kalsam da bu karanlığa nasıl göğüs gerdiğimi, insan gücünün ne yenilmez olduğunu, hücrelerin kaç devrimci ve komünistin ölümüyle yıkıldığını anlatmak istedim. Toplumsal bir idealsizleştirme ortamında, inançlarım için her zorluğa direndiğimi-direneceğimi; bu dünyada hala idaeleri için ölen insanlar olduğunu bir kez daha vurgulamak istedim...
Bunları yaşadım, anlattım ve şimdi yargılanıyorum. Tüm yaşanmışlıklara karşın. hala hücreyi savunan mantık değil, ama benim kitabım yargılanıyor!
Sizlerden bu haksız yargılamayı kamuoyuna duyurmanızı istiyorum... Ben her şeye rağmen ve her şeyden dolayı hücre karanlığının yıkılacağına inanıyorum. Bunu hiç kaybetmedim. Çünkü ne insan hücreye sığabilir, ne hücre o kadar büyüyebilir!
Nevin Berktaş