|
İzmir Etkinlik Afişi |
21.02.2015 Tarihinde Wernicke
Korsakofflular ve Eski Mahpuslarla Dayanışma Girişimi olarak İzmir’de konser etkinliği
ve kahvaltı organizasyonunda buluştuk. İzmirli dostlarımızla bir araya
gelişimizle ilgili izlenimlerini İdris Yiğit arkadaşımız kaleme aldı…
Birkaç saat öncesinde etkinliğin
yapılacağı salona gidiyoruz. Bir yandan kitap rozet standımızı acıyoruz bir
yandan da afiş asıyoruz. İçerde sanatçı arkadaşlar son provalarını yapıyorlar.
Hazırlıklarımızı tamamlayınca
gözlerimiz heyecanla kapıya kilitleniyor. Kaç kişinin geleceğini merak
ediyoruz. Saat ilerledikçe içimize titrek bir heyecan yürüyor. Zira gelenlerin
sayısı çok az. Aramızda, katılımcı sayısının ne kadar olacağına dair
fısıldaşıyoruz. Bir arkadaş ‘İzmirliler rahatlarına düşkün son anda gelirler’
diyor. Katılımın çok az olacağına dair kaygı içimizde yer edinmeden dağılıyor. Birer,
ikişer, üçer, beşer geliyorlar… Standın arkasında gelenleri gülümseyerek
karşılıyoruz. Bir kadın yoldaş, ‘dayanışmadan geçmeyin’ diyor. Söz hoşlarına
gidiyor. Gülümseyerek yanıt veriyorlar. Rozet, kitap alanlar oluyor...
Etkinlik saati geldiğinde bir
arkadaşımızı içeriye gönderiyoruz, ‘bak kaç kişi var ’diye. Çok az katılımcı
varmış. Etkinliğe yarım saat geç başlama kararı alıyoruz. Gözlerimiz yine
kapıda. Bir anda tüm salonun dolacağı esprisi yapıyoruz. Yarım saat sonra
katılımcıların sayısı 100-120 kişiyi buluyor…
Bir kadın yoldaşın güvenli sesiyle
etkinlik başlıyor. Kısa bir giriş konuşmasını saygı duruşu izliyor. Ayaktayız,
yumruklarımız sıkılı. Hepimizin duygularını yansıtan gür bir şiir salonu
kuşatıyor.
Etkinlik çalışmasında büyük
emeği olan bir ölüm orucu yoldaşımız kısa bir konuşma yapıyor. Sanatçı grup
sahne alıyor. Acılarımızı, özlemlerimizi dillendiren marşlar söylüyorlar. Yer
yer mırıldanarak marşlara eşlik ediyoruz. 3 kişilik bir tiyatro grubu kendi
soluklarını katıyor etkinliğe.
Bir ölüm orucu eylemcisi konuşma
yapmak için sahneye çıkıyor. Titrek ve duygulu bir ses tonuyla konuşmaya
başlıyor. Kendisinde derin izler bırakan hapishanedeki dayanışmadan söz ediyor.
Bilincini kaybettiği dönemde kendisine yardım eden siper yoldaşlarını
anlatıyor. Devrimcilere yardım eden bundan dolayı mesleğini bırakmak zorunda
kalan bir gardiyana getiriyor sözü: Uzun bir aradan sonra ona telefon ettiğinde
telefonunu eşi açıyor. Gardiyanı soruyor. Kanserden ölmüş. Sesindeki titreklik
artıyor. ‘Cenazede gözlerim sizi çok aradı’ dedi, sözleriyle sesi hıçkırıklara
dönüşüyor. Zar zor, ‘Hepimiz yoldaşız’ diyebiliyor. Hüzün, acı tüm salonu içine
alıyor. Güçlü ve zayıf yanlarıyla bizi anlatan bir konuşma oluyor.
Yeni sanatçıların sahne
almasıyla etkinlik sürüyor.
Coşkulu, sıcak duygu yüklü bir
etkinlik oluyor. Eksikliğimiz, salonun yarıdan yarıya boş olması. Bu günleri de
aşacağız. ‘Kendimize Dayanışma Ağı’ dememizin esprisi de burada yatıyor.
Kahvaltı Buluşması...
Pazar sabahı etkinliğimizin
devamı olarak birlikte kahvaltı yapacağız. Bornova Evka 4 de Şahin Tepe’sindeki
belediye tesislerinde buluşuyoruz. Sayımız otuzun üzerinde. Yan tarafımızda
Homeros vadisi. Kahvaltıya oturmadan Homeros vadisini, çevredeki maki örtüsünü,
yukarıdaki köyleri seyrediyoruz… Edebi değerine insanlığın hala ulaşamadığı
Homeros’un, İlyada ile Odysseia destanları düşüyor aklımıza…
Homeros Vadisi’ne nazır,
yemekten çok paylaşmanın, dayanışmanın sıcaklığıyla doyduğumuz bir kahvaltı
yapıyoruz. Zaman nasılda söz dinlemez, hızla akıp gidiyor. İstanbul’dan
gelenlerin dönüş saati geldi.
Yeni etkinliklerde buluşmak üzere vedalaşıp ayrılıyoruz...